19 Ağustos 2011 Cuma

Kedilerler Tanışmam

Kendimi bildim bileli kedilerden çok ama çok korkan biriyim. Ancak en son taşındığımız sitede bu korkuyu üstümden atmama sebep olan bir olay yaşadım. Daha önceleri eşim ve çocuklarım kedi besleme istekleri kedi korkum yüzünden malesef gerçekleşmedi. Bundan 3 yıl önce taşındığımız sitede yoğun bir kedi nüfusu ile karşılaştım. Üstelik sitenin neredeyse tüm kedileri her yemek saatinde bizim bulunduğumuz bloğa gelir ve balkonumuzun altı kedilerle dolardı. Neden mi? Çünkü Kedilere yemek veren bir kaç aileden biri oturduğumuz bloğun girişinde oturuyordu. Kendimi tamamen kedi kuşatması altında hisetmeye başladım. 10 yaşındaki kızımda bir kedi hastasıdır diyebilirim. Aşağı indiğinde tüm kediler çevresini sarar kedilerden adım atamazdı. Ben ise çığlık çığla bağırıyordum çabuk uzaklaşsın diye. Her eve geldiğinde tüm üst başını değiştirmesini ve çamaşırlarını poşetletleyip kirli çamaşırlar sepetine atardım.
Bu durum bir yıl böyle sürdü. Alt kattaki kedici kadın (kedilere yemek veren bayana ilk zamanlarda taktığımız ad) ile çok kez tartıştık. Bir gün yine kedici kadın ile tartışıyorduk, kedilerenim balkunun altına topluyorsun diye. Dönüp bana dediki "Dört ayaklılardan korkacağına iki ayaklılardan kork. Bu kadar zavallı hayvana kimse yiyecek vermiyo senin vicdanın bunu nasıl kabul eder." ....
Söyleyecek bişey bulamadım.........
Sustum..
Gerçekten bu kadar kedi buradaysa ve yaşıyorlarsa...
Ve bizlerde bu kadar israf edip bu hayvanları görmemezlikten geliyorsak...
Biz nasıl olurda insaflı vicdanlı ve çevreye duyarlı insan olduğumuzu iddia edebiliriz...
Ve kızımın en çok sevdiği kedilerden kömür adındaki kediye bende yavaş yavaş ilgi duymaya başladım.
Ancak bu yakınlaşma 5-6 ay boyunca ilerledi. 
Ve benim kedici kadınla aram gayet iyi olmaya başladı.
Bu arada kedilere yemek ve kedi maması vermeye başladığım için sitedeki diğer insanlar ve binadaki diğer komşular bana ters düşmeye başladı.
Sende mi bürütüs edasıyla konuşmaya ve engellemeye başladılar.
Sonradan farkettim.. 
Evet gerçekten korkulacak olanlar iki ayaklılardı. Dört ayaklı zavallı masum hayvanlar değil. 
2. yılın sonunda bizim kedici kadın siteden taşınıp başka semte gidince yaklaşık 30-35 tane kedi ortalıkta kaldı.
Diğer bloklardaki bir iki yaşlı bayan ve benim dışımda bu zavalı hayvanlara bir lokma yiyecek veren olmadığı gibi, sürekli site yönetmine şikayet edip sitenin tamamen kedilerden temizlenmesini istediler. 
Ancak bunları götürülse bile başka kediler geliyordu. Bunun önüne geçmek mümkün değildi.
Geçen yıl bu acımasız insanlardan bazıları kedilerimizi zehirlediler.
Ve çok sevdiğimiz kömür kedimiz de bu zehirlenen kediler arasında öldü. 
Bir iki hafta ruhsal dengemiz bozuldu. Kızımla ben çok üzüldük. Belediyeye şikayet ettik ancak failleri bulunmadı.
En az 10 tane kedi bir gecede zehirlendi. Fakat bu kış yavrulamalar filan oldu yine sayıları arttı. Şimdi kalan 20 - 25- civarında kedi halen her yemek vakti gelirler bizim bloğa ve balkonun altında o masum ve mahzun bakışlarla yemek isterler. Bende elimden geldiğince evde artan her yemeği ve alabildiği kadarıyla kedi maması vermeye çalışıyorum. Site dışında bekleyen 7-8 tane de köpek aynı şekilde beslediğimiz sokak hayvanları.. Yani bizim evde sıfır israf. Her türlü artan yemek ya kedilere yada köpeklere veriyoruz..
Üzücü olan ise eşimin iş değişikliği sebebiyle artık kedi maması alamamam. Ve kedileri yeterince besleyememem. 
Acıktıkları için site dışındaki tarlalara yiyecek aramaya giderken bir kaç tanesi köpekler tarfından öldürüldü.
Kedici kadın gitti. Sitedekilerin hedefi şimdi ben oldum. Hayatı boyunca kedilerden korkan kadın Şimdi KEDİCİ KADIN oluverdi. :) Ne ironi ama...
Ama değerli hayvanseverler dediğim gibi kedilerin gelip aç bakışlarıyla saatlerce miyavlamaları, daha önce yiyecek ve yemek buldukları evin şimdi yeterince onlara yiyecek verememesi...
İnanın içimi parçalıyor.. Bu blogu açmamdaki tek ama tek neden belki bir kaç hayvanseverden yardım alabilme umudu. Lütfen bunu yanlış anlamayım ve umarım siz de az bilr olsa biraz katkıda bulunursunuz.
Miktar asla ve asla önemli değil gönlünüzden ne kadar koparsa o kadarını yolayın. Eğer sizde bir hayvan dostuysanız eminim beni anlarsınız. Bu kedilere bir şekilde yiyecek temin etmem gerekir. Siz buna ne ad verirseniz verin benim verdiğim ad, İnsana, hayvana, canlıya, çevresine duyarlı bir insanın davranışıdır diyeceğim. Çünkü hiç bir çıkarımız olmadan 2-3 yıldır bu zavallı hayvanlara her türlü yiyecek aldık ve almaya devam ediyoruz. Ben yardımlarınız için detayları yazıyorum. Dileyen yardım ettikten sonra yorum kısmına mesaj bıraksın bizde kendisinin yaptığı yardımı ilan edelim.
Garanti Bankası
Hesap Sahibi: Canan Özel
TR IBAN:TR69 0006 2000 4730 0006 6767 28

KEDİ KORKUSU...!

Burada bahsettiğimiz korku normal sınırlarının dışına taşmış, kişinin duygusal yaşamı üzerinde ciddi sıkıntılar doğuran bir korkudur. Yani fobi anlamında bir korkudur. Kedilerden korkuya tıp dilinde Ailurophobia, Elurophobia, Felinophbia, Galeophobia veya Gatophobia gibi isimler verilmektedir. Teknik olarak “bir kişide varolan kalıcı, normal dışı ve rahatsız edici düzeyde yüksek kedilerden korkma”dır.
Kedilerden korkunun belirtisi, bir takım fizyolojik ve psiko-somatik rahatsızlıklardır. Kedi korkusu olan insanlarda kedi ile karşılaşma halinde aşağıdaki rahatsızlıklar baş gösterir. 

  • Panik-atak durumu
  • Sık soluma
  • Kısa soluma
  • Kalp atışlarında hızlanma ve düzensizlik
  • Terleme
  • Mide bulantısı
  • Korku

Bu belirtilerin hepsi bir arada görülebileceği gibi bir veya birkaçı da görülebilir.

Kedi korkusu, genellikle çocuklukta yaşanmış ve kedilerle ilgili duygusal travmalarla ilintilidir. Öte yandan kedi korkusu olan insanların etkisinde kalan kimi kişilerin de bu korkuyu kendilerine transfer ettiği görülmüştür. Keza kedileri korku objesi olarak gösteren filmlerin de bu korkunun gelişmesinde belli bir payı vardır. Aynı şekilde ailede kedi korkusu olan kişiler de aile üyelerini etkileyebilmektedir. Özellikle çocuklar bu türden korkularını anne veya babalarından alabilmektedir.

Kedi korkusunu azaltmaya yönelik ilaçlar olsa da, "duygusal tedavi" sorunun giderilmesinde daha etkindir. Ama bu konuda terapik hizmet verenler bu korkuyu yok etmeyi vaat etmemektedir. Sadece kişinin bu korkusunu yenmesi ya da başa çıkmasında onu güçlendirmeye çalışmaktadırlar. Kedi korkusu olan kişiler bu korkuları açığa çıktığında sosyal ve duygusal yaşamlarını etkileyecek ciddi tepkiler verebilmektedirler. (Kedi ile karşılaştığı gün işe gidememek, tüm gün boyunca etkisini üzerinden atamamak gibi) Kedi korkusunun yenilmesine yönelik terapiler aylar boyu sürebilmektedir.

Biz kedi dostlarının anlayamayacağı bir fobi olsa da, kedi korkusu ciddiye alınması gereken bir fobidir. Bu fobinin etkisinin kırılmasında asıl iş korkunun sahibine düşmektedir. Kedilerden korkan kişi bu korkusunu yenmekte kararlılık gösterdiği takdirde bir çözüm yolu oluşabilir. Ama bizce kedilerden korkanların en büyük yardımcısı kedi dostlarıdır. Bu büyülü evreni tanıtmayı başarabilirsek sanırım bu fobiye bir parça da olsa çözüm bulabiliriz. 

Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi

Giriş
Yaşamın tek olduğunu, yaşayan bütün canlıların ortak bir kökeni olduğunu ve türlerin evrimi yönünde farklılaştığını, yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğunu ve sinir sistemi olan her hayvanın kendine özgü hakları bulunduğunu, bu doğal hakların küçümsenmesi ve hatta kolayca göz ardı edilmesinin doğa üzerinde ciddi zararlar doğuracağını ve insanoğlunun hayvanlara karşı suç işlemesine sebebiyet vereceğini, türlerin birlikte olmasının diğer hayvan türlerinin yaşama hakkının insanoğlu tarafından tanınmasını ifade edeceğini, insanoğlu tarafından hayvanlara saygı gösterilmesinin bir insanın bir diğerine gösterdiği saygıdan ayrı tutulamayacağını dikkate alarak, ilan edilir ki;
Madde 1
Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde varolmak bakımından eşit haklara sahiptir.

Madde 2
Bütün hayvanlar saygı gösterilme hakkına sahiptir.

Madde 3
1. Hayvanlara kötü muamele edilemez veya zalimane davranışlarda bulunulamaz.
2. Eğer bir hayvanın öldürülmesi gerekiyorsa, bu bir anda, acısız ve korku yaratmaksızın yapılmalıdır.
3. Ölü bir hayvana saygıyla davranılmalıdır.
Madde 4
1. Vahşi hayvanlar yaşama hakkına ve kendi doğal çevrelerinde özgürce üreme hakkına sahiptirler.
2. Vahşi hayvanların özgürlüğünden uzun süreli alı konulması, avlanma ve balık tutma geçmiş zamana ait olup hangi sebeple olursa olsun vahşi hayvanların bu şekilde kullanımı hayati olmayıp, akis davranışlar bu temel hakka karşıdır.

Madde 5
1. Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.
2. Hiçbir koşul atında terk edilemez veya adil olmayan bir şekilde öldürülemezler.
3. Her tür soy üretme ve hayvan kullanımında soyun fizyolojisine ve kendi türüne özel davranışlarına saygı gösterilmesi zorunludur.
4. Hayvanları içeren sergiler, gösteriler ve filmler hayvanların onuruna saygı göstermek zorunda olup hiçbir şekilde şiddet içeremezler.

Madde 6
1. Hayvanlar üzerine yapılan fiziksel ya da psikolojik acı çekmeye sebep olan deneyler hayvanların haklarının ihlalidir.
2. Soyu tükenen hayvanların ya da yok edilen bir hayvanın yerine yenisinin ikame edilmesi yöntemleri geliştirilmeli ve sistemli olarak devam ettirilmelidir.

Madde 7
Gereği olmayacak şekilde bir hayvanın öldürülmesini içeren her kanun ya da buna yol açan her karar yaşama karşı işlenmiş suç kapsamındadır.

Madde 8
1. Vahşi bir hayvan soyunun hayata kalma onurunu hiçe sayan her yasa ve böylesi bir harekete sebep olan her karar soykırıma eşdeğer olup soya kaşı işlenmiş suçtur.
2. Vahşi hayvanların katledilmesi ve üreme yumurtalarının kirletilmesi, yok edilmesi soykırım cürümüdür.

Madde 9
1. Hayvanların kendilerine özgü yasal statüleri ve hakları hukuk tarafından tanınmak zorundadır.
2. Hayvanların güvenliğinin koruma altına alınması hususu Devlet örgütleri düzeyinde temsil edilmelidir.

Madde 10
Eğitimden ve okullaşmadan sorumlu merciler, vatandaşlarına çocukluktan itibaren hayvanları anlamayı ve saygı göstermeyi öğrenmeleri için olanak sağlamak zorundadır.

Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 15 Ekim 1978 tarihinde Paristeki UNESCO Merkezinde törenle ilan edilmiştir. Bu metin, 1989 yılında Hayvan Hakları Birliği tarafından tekrar düzenlenerek 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü'ne sunulmuş ve aynı yıl halka açıklanmıştır.

Yavru bir Kediye Anne Baba Olmak ( Yada Olmamak :)

 
Çok az sayıda da olsa şanslı olanlar kendilerini büyütecek, koruyacak bir yuva bulurlar. Ama sınav daha bitmemiştir. Yavru kediye bakmak, bir bebeğe bakmaktan farksızdır.
Bir çok risk ve tehlike henüz bavulunu toplayıp gitmemiştir.

Yetim bir yavru kediye nasıl bakılır?
Öncelikle telaşlanmayın. Telaşlanmanız doğal da olsa bu işin üstesinden geleceğinize inanmalısınız ve tabii ki çaba da göstermelisiniz.
Yavru kediler normalde annelerinden 5 ya da 6 haftalıkken alınabilirler. Seçme şansınız olmayabilir. Yani daha küçük bir yetimle karşı karşıya olabilirsiniz. Neler yapmanız ve neler yapmamanız gerektiğini sırasıyla anlatacağız.

SICAKLIK
Öncelikle yavru bir kedi sıcak tutulmalıdır. Tüyleri henüz yeni çıkmıştır ve kendini ısıtacak kadar tüyü ve yağı yoktur. Sıcak tutmak için en ideal çözüm bir kedi evi ya da bir kutudur. Kedi evinin içine 3-4 saat ara ile havluya sarılmış sıcak su torbası konulmalıdır. (Eğer mevsim yeterince sıcaksa da gece onlar için soğuk sayılabilir.) Sıcak su torbasının yaydığı ısının kaybolmaması için kedi evinin/kutunun üzeri bir battaniye ile kapatılmalıdır. Bazı kedi dostları ısıtıcı lamba da kullanmaktadır. Ama ısıtıcı lamba konusunda dikkatli olunmalıdır. Hem ışıktan dolayı rahatsız edicidir hem de yanma, yakma tehlikesi bulunmaktadır.

BESLEMEK
Sizin ilginize ve sizin vereceğiniz besine öylesine ihtiyacı vardır ki, onu besleme görevine usanmadan devam etmelisiniz. Bu fedakarlık gerektirecektir. Her bebek öyle değil mi?
Yetim yavrunun artık bir annesi olmadığına göre onun ihtiyaç duyduğu besleyici anne sütünü bulmak size kalıyor. Veterinerlerde ve eczanelerde yavru kediler için özel yapılmış anne sütü (toz şeklinde) satılmaktadır. Bunun yerine normal pastörize süt kullanmak doğru değildir. Çünkü anne sütünde sadece besleyici maddeler değil yavru kedileri hastalıklardan koruyan antibiyotikler de bulunmaktadır. Pastörize sütler anne sütü kadar hem besleyici değil hem de antibiyotik koruma içermezler. Şayet hazır bir anne sütü bulamıyorsanız mecburen pastörize süt kullanacaksınız. Ama pastörize sütü de besleyici hale getirmelisiniz. 100 gram süte 2 yumurta sarısı, 1 kesme şeker ve 1 çay kaşığı margarin yağı katabilirsiniz. Eğer hazır anne sütü kullanacaksınız, kullanım tarifinde zaten nasıl yapılacağı anlatılmaktadır. Genellikle su ile karıştırılarak hazırlanmaktadır.

Sütü nasıl vereceksiniz? Bir kedi biberonuna ihtiyacınız var. Kediler için özel biberonlar eczanelerde bulunmaktadır. Eğer kedi biberonu bulamıyorsanız iğnesi çıkarılmış bir şırınga da bu işi görebilir. Hazırladığınız mamanın taze olmasına, beklememiş olmasına dikkat etmelisiniz. (Bazı şanslı yetim kediler süt anne bulabilmektedirler. Ama bu oldukça zor bir seçenektir. Hem yavrunun hem de süt annenin birbirlerini kabul etmeleri gerekir.) Kesinlikle süt ısıtılmadan verilmemelidir. Sütün ısısı 30-35 derecede olmalıdır. Hatırlamıyor olabilirsiniz ama anne sütü vücut sıcaklığındadır. Sütün ısısını emzirmeden önce mutlaka kontrol edin. Biberonun ucundan elinizin üzerine (içine değil) bir kaç damla damlatarak ısıyı rahatlıkla kontrol edebilirsiniz. Biberon içindeki sütü ısıtmakta sıcak su dolu bir kupadan yararlanabilirsiniz. Kupayı sıcak su ile doldurup biberonu içine koyun ve ısınına kadar bekleyin.

Yavru kediler bir haftalıkken 2 saatte bir, 2 haftalıkken 4 saatte bir ve 3 haftadan sonra 6 saatte bir emzirilmelidirler.

NAZİK OLMAK
Yavru kediyi tutarken incitmemelisiniz. Henüz kemikleri yeni oluşmakta ve kıkırdakları son derece hassastır. Onu incitmeden iki elinizle tutmalısınız. Bir elinizle sırtından tutarken bir elinizle de alttan desteklemelisiniz. Mama verirken de aynı şekilde kibar ve sabırlı olmalısınız. Biberon ya da şırınga yardımıyla emzirilirken başı 45 derece yukarıya açı yapacak şekilde tutulmalıdır. Bir eli ile başını ve vücudunu kaplamalı bir elinizle de memeyi kibarca ağzına almasını sağlamalısınız. Şırınga veya biberonu fazlaca pompalamayın. Onun ağır ağır içmesini sağlamalısınız. Süt yeterince pompalanmıyorsa size belli edecektir. Doyduğunda ağzının kenarlarında kabarcıklar oluşacak ve elleri ile de emziği itmeye çalışarak size işaret verecektir. Sütünü içtikten sonra onu omzunuza yatırıp sırtına çok ama çok hafif şekilde vurun. Bu onun gazını çıkarmasında yardımcı olacaktır. Yavru kedilere fazla süt içermeye çalışmamalısınız. Zira aşırı süt onların ishal olmasına sebep olabilir.

İZOLASYON
Yeni doğmuş yavru bir bebek (annesi ile olsa bile) 7 gün boyunca dış yaşamdan tamamen izole tutulmalıdır. Henüz mikroplara karşı tamamıyla korumasızdır. Yetim yavru kedi 3 aylık olana dek diğer hayvanlardan (evinizde özellikle başka bir pet bulunuyorsa) uzakta koruma altına alınmalıdır. Diğer hayvanlar hem zarar verebilir hem de yeni doğmuş yavruya kolaylıkla hastalık bulaştırabilirler. Yavru kediyi koyduğunuz kedi evi ya da kutuyu kuru bir yerde tutmalısınız. Ne yazık ki yavru kediye yardım etmek adına bodrum, banyo gibi rutubetin ve soğuğun bolca olduğu mekanlar tercih edilmektedir. Hem nem hem de soğuk yavru kedinin sağlığını ciddi bir şekilde kötüleştirir. Ayrıca, onu keskin kokularının olduğu ortamlardan uzak tutun. Ciğerleri yaşamla henüz yeni tanıştı. Parfüm, boya, sigara kokusu onu derinden etkiler.

BAKIM ve TEMİZLİK
Kedi evi / kutu her gün düzenli temizlenmelidir. Ayrıca emzirirken kullanılan bez, havlu gibi şeyler de temiz kullanılmalıdır. Aynı şekilde biberon da düzenli temizlenmelidir. Kedi evini ve biberonu temizlerken deterjan ya da çamaşır suyu kullanmayınız. Sabun daha doğru bir temizleyicidir. Sabunun da iyice su altında arınmasını sağlamalısınız.

Emzirmeden önce ellerinizi iyice yıkamayı unutmayın. Emzirdikten önce veya sonra onun tuvaletini yapmasına yardımcı olmalısınız. Bunun en kolay yolu bir gazete kağıdı yaymak, yavru kediyi tutarak üzerine almaktır. Ilık ıslak bir mendil yardımıyla jenital organlarını yavaş yavaş silin. Bu ona annesinin tuvalet temizliğini hatırlatacaktır. Anne kediler çocuklarını dilleri ile temizler ve tuvalet yapmalarına yardımcı olurlar. Temizlik bittikten sonra ılık ıslak ve sabunlu bir bezle onu kibarca silin. Sonra sabunsuz ılık ıslak bir bezle silin ve sonra da kurulayın. Ovalamayın, ovuşturmayın. Benzeri bir temizliği emzirmeden sonra da yapmalısınız. Kulak içlerini de temizlemeyi unutmayın ve sakın bizlerin kullandığı kulak temizleme çubuklarını kullanmayın. Temizlik işinde abartıya kaçmayın. Bu temizliği yaparken modern yaşamın kolaylıklarından yararlanabilirsiniz. Piyasada satılan bebek temizlik mendilleri (alkolsüz olmalı) ve havlu kağıtlar işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.

Yavru kedinizin kedi kumu ile tanışması için en az dört haftalık olması gerekir. Kedi kumu havuzu erişebileceği yükseklikte olmalıdır ve kum sıkça değiştirilmeli, kirli kalmasına izin verilmemelidir.

TEHLİKELER
Yetim yavru bebeği bekleyen en önemli tehlikelerin başında susuz kalması (dehidrasyon) gelir. Dehidrasyon yavru bebekler için öldürücüdür ve hemen müdahale edilmeyi gerektirir. Anneleri olan yavru bebeklerden biri ayrı düşmüşse ve anne bu bebeği almakta isteksizse dehidrasyon tehlikesi söz konusudur. Dehidrasyon çok hızlı bir şekilde bebeği etkiler ve vücut ısısı hızla düşer. Dehidrasyona uğrayan bir yavru bebeğe veteriner hekimce deri altından sıvı zerk edilmesi gerekir.

Parazitler de bir diğer tehlike kaynağıdır. Dış parazit temizliği mecbur kalınmadıkça 3-4 haftalık olmadan yapılmamalıdır. Şayet sprey şeklindeki anti-paraziter ilaçlardan kullanılırsa, kullanımdan sonra yavru kedi bir bez üzerine alınıp parazitlerin 20-25 dakika boyunca ölmeleri beklenmeli ve daha sonra yavru kedinin tüyleri ılık-ıslak sabunlu bezle silinmelidir. Sonra da ılık-ıslak bezle durulanıp kurulanmalıdır.

Yavru kedilerin idrar ve dışkıları da kontrol edilmelidir. Normal renginden farklı idrar ya da dışkı sağlık sorunlarının belirtisidir ve veteriner hekime danışmayı gerektirir. Sağlıklı dışkı kahverengi renktedir. Siyah, kanlı, beyaz, sümüksü dışkı sağlık sorunu olduğunun işaretidir. Aynı şekilde berrak ve çok hafif sarı idrar da sağlıklıdır. Sarı, kırmızı, pelteli idrar da tehlikeli bir sorunu size haber verir.

BÜYÜME
Yavru bebekler doğduklarında 100 ile 200 gram arasındadırlar ve günde ortalama 14-15 gram alırlar, haftada ise 175-200 gram kadar büyürler.
7 ile 10 gün arasında gözleri açılır. Gözler dört haftalık olana dek koyu laciverttir. Asıl göz rengi 3 aylık olduğunda belli olur.
Yavru kediler, 4-6 hafta arasında sütten kesilirler ve yavaş yavaş yarı katı yarı sulu mamalara geçilebilir. Evde hazırlayacağınız yarı sulu yarı katı mamalar ya da hazır yaş mamalar kullanılabilir. 3 aylık olduğunda artık rahatlıkla kuru mama yiyebilir hale gelirler.
2 haftalıkken yavru kedilerin kulakları dikilmeye başlar. 2 aylık olduklarında tam şeklini alır.
3 haftalıkken yürümeye, 4 haftalıkken ise oynamaya başlarlar.

SAĞLIK BAKIMI
Yetim yavru kediyi mümkün olduğunca sık aralıklarla kontrol etmelisiniz. Yanlış bir şeyler olmadığından emin olmalısınız. Bu arada aşılama için de 6 haftalık olmasını beklemelisiniz. Aşılama konusunda sitenin "Aşı Takvimine uymanız gerekir" bulabilirisiniz.

Yavru kedinize zaman ayırmalı ve onun sosyalleşmesine yardımcı olmalısınız. Onun oyun arkadaşı olduğunuzu da unutmamalısınız. Aynı zamanda onu sevmeyi de unutmayınız.
Sizin sevginize de en az beslenme kadar ihtiyaç duymaktadır.

Yetim bir yavru edindiyseniz ve ona gereğince bakıyorsanız yaşam adına iyi bir şeyler yapmışsınız demektir. Size ve artık yetim olmayan yavru kedinize sağlıklı bir yaşam dileriz. Arada bir bize resmini göndermeyi unutmayın.

Kediler Hakkında Genel Bilgiler


Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmaktadır.

Kedilerin duyma yetileri köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür.

Kediler karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.

Her 3 Amerikalı'dan biri kedi besliyor.

Bir kedinin kürkünün bir santimetrekaresinde 12.000'in üzerinde tüy bulunur.

Kediler elektrik prizleri ile kablolarla oynamaya bayılırlar. Ama bunlar kediler için çok tehlikeli olabilir. Bu yüzden evde kedilerin zarar görmemesi için elektrikli eşyalar kontrol altına alınmalıdır.

Kedilerin bıyıkları çevredeki hareketlere karşı son derece duyarlıdır. Ani bir hareket hemen bıyıklar tarafından algılanır.

Kediler, avlanma sahalarını "ev sahaları" olarak kabul ederler ve bir erkek kedinin ev sahası dişi kedininkinden yaklaşık 10 kat büyüktür.

Londra'da bir stadyumda 'görevli' bir kedinin 6 yıl içinde yaklaşık 12.500 adet fare avladığı rapor edilmiştir.

Bir yavru kedinin sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için en azından 3 ay boyunca annesi ile birlikte kalması gerekir.

Erkek kediler 6-8 aylıkken, dişi kediler ise erkek kedilerden yaklaşık 2 ay önce erişkinliğe kavuşurlar.

Kediler yüzebilirler ama iyi yüzücü değildirler. O yüzden deniz, nehir, yüzme havuzu gibi su bölgeleri kediler için düştükleri takdirde çok tehlikeli olabilir.

Kediler kendilerine ait sahayı yoğunlaşmış sidik ile işaretleyerek diğer kedilerin o alana girmemesi için bir tür uyarıda bulurlar.

Evde yaşayan kediler ev eşyalarının ve kendi eşyalarının (su, yemek kaplarının, tuvaletlerinin) yerlerinin değişmesinden hiç mi hiç hoşlanmazlar.

Kedilerin yemeklerini ayakaltı bir yere koymayın. Yemek yerken mahremiyet isterler. Bu sebeple sıkça geçilen yerler yemek alanı olarak doğru değildir.

1949-1964 yılları arasında Britanya Pasaport Dairesi'nde çalışan Peter isimli kedi kadrolu personel arasındaydı ve yılda 6.5 sterling ücret alıyordu.

Ne yazık ki şehir hayatı kediler için çok tehlikeli olmakta.. Örneğin 750 bin kişinin yaşadığı Baltimore kentinde her yıl 5.000 kedi trafik kazalarının kurbanı oluyor.

1950 yılında dağcıları izleyen İsviçreli bir kedi dağcılarla birlikte Alplerin zirvesine (4.478 metre) çıkmıştır.

Kediler oyun oynamaya bayılırlar. Özellikle yavru kediler için oyun aynı zamanda sosyalleşme anlamındadır.

17. yüzyılda kedileri cadılıkla ilgili gören Avrupalılar kedileri kıyıma yönelince Avrupa 18. yüzyılın başında vebaya yenik düşmüştür. Ama Avrupa'yı vebadan kurtaran yine kediler olmuştur.
--------------------------------- o ------------------------------------




  • Kediler iyi koku olma özellikleri sebebi ile yemeklerine karıştırılmış ilaçların kokusunu genellikle alırlar ve yemekte isteksiz davranırlar. Katı ilaçların yemeğe, süte karıştırılması tercih ediliyorsa hap iki çorba kaşığı arasında ezilerek iyice toz haline getirilebilir (ya da havanda dövülebilir, ama genellikle küçük çaplı ilaçların özellikle tahta havanda dövülmesi halinde hem verilecek miktar azalabilir hem de havandaki diğer dövülmüş yiyeceklerin kokusu sinebilir.) Eğer toz haline getirilmiş olsa dahi yemekte isteksiz olursa, en iyi yöntemlerden biri toz haline gelmiş ilacı bir parça (bir çay kaşığı) mayonez ya da sulanmamış yoğurt ile karıştırarak ağzına kibarca sürmektir. Kedilerin yapışkan şeylere tahammülleri olmadığı için sürülen şeyi yalayarak yemeye çalışacaklardır.

    Eğer sıvı ilaç yiyeceğe karıştırılamıyorsa iğnesi çıkarılmış yeni açılmış temiz bir plastik şırınga ile sıvı ilaç verilecek ölçüde çekilir. Kedinizin ilaç verme davranışınıza tepkisine göre ya sıkı sıkı utarak ya da sıkı tutmaya gerek kalmadan ağzının içine yavaş yavaş sıvı ilaç bırakılır. Özellikle yavru kedilerde şırıngaya doldurulmuş sıvı ilacın aniden boşaltılması tehlikelidir. Nefes alma borusuna kaçabilir. Bir de eğer kedinizin ensesinden tutarak ilacı veriyorsanız ayakları duruşu yere doğru sallanacak şekilde olmalı, yemek borusundan bir şeyin geçmesine izin vermeyecek bir açı yaptırılmamalıdır.


    En iyi yöntem kitapları patilerinin çekip almaya gücü yetmeyecek ölçüde sıkıştırmaktır ya da onları kitaplıktan olabildiğince uzak tutmaktır. (Ama kedi de kitaplığın neşesidir..)


    Hemen bir veterinere gitmeniz gerekir. Ama yediği şeyi kusturmak istiyorsanız kahve ile tütünü karıştırıp biraz su ile ıslatarak hemen ağzına sürebilirsiniz. Kahve ve tütün karışımı hemen kusma etkisi gösterir. Sakın boğazına kaçan bir şey için kedinize bunu yapmayın. Kusma halinde boğazını daha da tıkayabilirsiniz.


    Kesinlikle hayır. Küçük dostlarımızın mideleri çok hassasmış gibi gözükse de aslında kediler inanılmaz hassas bir mideye sahiptirler. Aspirin kedilerde mide kanamasına yol açabilen bir ilaçtır. Yanlış bir inanış olarak, kedilere insanların kullandıkları ilaçların verildiği düşünülür. Veterinerinize danışmadan kedinize ilaç vermemelisiniz.


    Öncelikle ishale sebep olan hususu veterinerinizle konuşarak çözümlemelisiniz. Ama ishal durumunda aşırı su ve mineral kaybı olduğu için temiz içme suyuna 1 litre için 1 çorba kaşığı tuz ve 1 çorba kaşığı şeker ilave ederek verin. (İlave ettiğiniz maddeleri su ile karıştırın.) Tuz ve şeker nispeten kaybettiği mineralleri geri almasını sağlayacaktır.


    Ilık (ama gerçekten ılık ne soğuk ne sıcak) çaya batırılmış pamuk yardımı ile önce gözüne hafif hafif kompres yapın ve çapağın iyice ıslanmasından sonra çok hafif olarak gözlerindeki çapağı bastırmadan silerek alın.


    Hayır. Kulak temizleme çöpleri insanlar için de aslında zararlıdır. Bunun yerine temiz bir bez (kağıt peçete değil) ile sabunsuz ılık suyla kulak içlerini hafifçe silebilirsiniz. Tabii bu temizliği kendisi yapmak istemiyorsa...


    Kediler yıkanmaz. Eğer kimyevi maddelere kazara batmışlarsa ya da üzerine temizleyemeyeceği ölçüde büyük bir madde yapışmışsa yıkama söz konusu olabilir.


    Ne yazık ki kediseverlerin pek saksıda çiçek büyütme şansları yoktur. Zira özellikle evde kapalı yaşamak zorunda kediler saksılara pek rahat vermezler. Her ne kadar onların ihtiyaç duyduğu kedi otlarını düzenli sağlarsanız saksı çiçeklerini rahat bırakabilirler. Bu arada birçok çiçek kediler için zehirleyici özelliktedir. Özellikle sarmaşıklar...O sebeple evde kediniz var ise bu tür çiçeklere evde yer vermemelisiniz.


    En doğru yöntem anal olarak ateşölçer yardımı ile kedinizin ateşini ölçmektir. Normalde 36-37 arası bir sıcaklıkta olurlar. Ateşleri çıktığında halsiz ve isteksiz olurlar. (Kedileriniz eğer normaldışı davranışları gösteriyorsa mutlaka bir sıkıntısı ya da bir hastalığı söz konusudur. Yakın ilgi ve kontrolünüzde bulundurmalısınızdır.) Ateşi çıkan kedilerin genellikle burunlarında bir kuruma olur. Ama kedi nezlesinde salgı arttığı için bu yanıltıcı olabilir. En doğru yöntem ateşölçer ile ölçmektir. Ateşölçeri kullanırken bir miktar krem kullanmanız kedinizin sıkıntısını bir nebze azaltacaktır.


    Evet hem de nasıl. Kedileri tararken bir parça talk pudrasını tozutmadan gözüne ve genzine kaçırmadan tüylerinin üzerine dökerseniz hem taramanız kolaylaşacak hem de daha çok tüyü temizlemiş olacaksınızdır. Ayrıca talk pudrası kedinizin tüylerinin rengini parlaklaştıracak ve güzel bir koku bırakacaktır.


    Oldukça zararlıdır. Özellikle temizlik yaparken kedileri temizlik yapılan bölgeden uzak tutmalısınız. Mümkünse kumaştan kedi ürünlerini sabunla yıkamalısınız. Öte yandan sağlık sebepleri ile tuvaletinin mutlaka bir miktar çamaşır suyu ile yıkanması gerekir ve çamaşır suyunun kokusu geçtikten sonra kap kullanıma sunulmalıdır. Yoğun kokulu ya da keskin (çamaşır suyu, kezzap) deterjanlar kapalı yerlerde tutulmalı, kedilerin erişemeyeceği yerlerde bulundurulmalıdır.


    Yavru kediler için eczanelerde ve pet dükkanlarında/veterinerlerde biberon seti satılmaktadır. Ama bulamıyorsanız yeni açacağınız bir şırınga da ihtiyacınızı karşılayabilir. İğnesi çıkartılmış şırınga kedi yavruları için biberon yerine kullanılabilir. Sütün yavrunun ağzına bir anda değil ağır ağır pompalanması gerekir. Her kullanımdan sonra şırınga sabunlu suyla yıkanmalı ve iyice durulanmalıdır. Bir daha ki kullanıma kadar da temiz bir yerde muhafaza edilmelidir.
     
    Önce alaturka tuvaletin çanak kısmına kalın gazete kağıdı koyar, içine de kedinizin kullanacağı kumu koyarsınız. Kediniz buraya yapmaya alıştıktan 10 gün sonra yavaş yavaş kumu azaltır, içine kırpılmış gazete parçalar? karıştırırsınız. 10 gün sonra kumu iyice azaltıp, gazete parçalarını artırırsınız. 10 gün sonra kumu tamamen kaldırır, kalın gazetenin ortasına küçük bir delik açar, sadece gazete kırpıntılarına yapmasını sağlarsınız. 10 gün sonra kırpıntıların sayısını iyice azaltır, deliği büyütürsünüz. 10 gün sonra kırpıntıları tamamen kaldırır, sadece ortası delinmiş kalın gazete kağıdını bırakırsınız. 10 gün sonra, gazete kağıdının katlarını her gün inceltir, sonra da tamamen kaldırırsınız. Unutmayın, tüm bu işlemler sırasında, kedinize sürekli ";aferin" deyin ve onu okşayın, asla cezalandırmayın. Eğer istediğinizi yapmazsa, süre onun alışacağı kadar olmamıştır. Sabırla bir adım geri gidip, tekrar deneyin ve aferin deyin. Ayrıca her tuvaletten sonra mutlaka su dökün. Bir süre sonra, tuvaletini yaptığında, size su dökmeniz için haber verecektir. Onu daima ödüllendirin, okşayıp, öpün.
    bilgisi Sn. H. Fatoş (GÜR) AKINOĞLU'nun kedisi Tarçın için hazırladığı http://www.geocities.com/f_akinoglu/tarcin sitesinden alınmıştır.)
     
    Kedi dostları aslında kedi tüyleri olan giysilere zamanla alışsalar bile bazı durumlarda acilen bu tüylerin temizlenmesi gerekebilir. Bu gibi durumlarda bir koli bandı size oldukça yardımcı olacaktır. Koli bandının yapışkanlı kesimini dışa dönük olacak şekilde elinize dolayıp giysinizin üzerindeki tüylere hafif dokunuşlar yapınız. Fazla bastırırsanız giysinizin tüylenmesine sebep olursunuz. Bir kaç dakika içinde kedi tüylerinden giysilerinizi kolaylıkla temizlemiş olacaksınız.


    ------------------------------ o ----------------------------------

    * Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunmaktadır.
    * Kedilerin vücutlarında 290 kemik ve 517 kas vardır.
    * Kediler tüm memeliler arasında en uykucu hayvanlardır. Her gün ortalama 16 saati uyuyarak geçirirler. Bu açıdan bakıldığında, yedi yaşındaki bir kedi hayatının sadece iki senesini uyanık geçirmektedir. (Bu hesapla biz de yaklaşık olarak miskin bir kedinin yarısı kadar ederiz :D)
    * Asil ve mantıklı bir kişiliğe, mükemmel sezgilere ve akılcı bir duyarlılığa sahiptirler. Meraklı davranışları ve hayata pozitif bakışlarıyla hemen dikkat çekerler. Kendileri gibi dışa dönük yaşamayı seven ve hayata olumlu bakan insanlar tarafından tercih edilen bu kediler, iki-üç yıl içinde çocukluktan ergenliğe geçerler.
    * Kediler son derece meraklıdır.Ne olduğunu keşfetmek için her türlü şeyin içine girip tırmanmaya çalışırlar.
    * Kedilerin en belirgin özelliklerinden biride mırlamaktır. Özellikle çok sakin huzurlu ve mutlu olduklarında mırlarlar.
    * Bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır.
    * Kediler 185 derecelik bir görüş açısına sahiptirler.(Bu özellikleri sahiden güzelmiş.)
    * Öte yandan bir kedi hayatının neredeyse % 30'unu kendisini tımar ederek geçirir. Kedilerin kendilerini tımar ederlerken harcadıkları tükürük salgısındaki sıvı miktarı, boşaltım sistemleri aracılığı ile çıkardıkları sıvı miktarından fazladır.